Uzman DoktorŞükrü YENİCE

İç Hastalıkları Uzmanı ve Hematoloji (Kan Hastalıkları) Uzmanıı

Nazilli Referans Hastanesinde

Corona Virus Turkiye

05 Eylül 2022 tarihinden itibaren

Nazilli Özel Referans Hastanesi'ndeyim

Randevu için 4446172 numaralı telefonu arayabilirsiniz.

Sağlıklı Günler Dilerim

Bir Soru Bir Cevap

DEMİR EKSİKLİĞİ VE B-12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNE BAĞLI VEYA HEM DEMİR HEM B-12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNE BAĞLI KANSIZLIK İLE MİDE ASİDİNİ AZALTAN İLAÇLARIN İLİŞKİSİ

 

Proton pompası inhibitörü (PPİ) olarak gruplandırılan ve mide koruyucu olarak halk arasında popüler olan bu tür ilaçlar asit fazlalığının yol açtığı acıma-ekşime-yanma- geğirme ve benzeri mide şikayetlerini önlemek için mide asidini azaltmak amacıyla kullanılırlar. “Sabah aç karnına bir adet su ile yutulur” şeklinde tarif edilmesi sebebiyle alımı çok kolay ve unutulmayacak bir saatte olmasının yanı sıra pek çok kişiyi şikayetlerinin geçmesini sağlayarak memnun ettiği için de çok yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Sindirim sistemi hastalıklarının giderek yayıldığı ve bu alandaki ilaç kullanımının da fazlaca arttığı hususu bilinen bir toplumsal gerçektir. Doğal beslenme tarzını neredeyse unutmak üzereyiz. Geleneksel tarhana çorbası veya sütlü yumurtalı kahvaltı yerine artık anneler televizyon dizilerinde görüp özendikleri kahvaltılarla çocuklarını büyütüyorlar. Kahvaltıda çay bisküvi modası vardı, şimdi ekmeğin üzerinde kakaolu fındık kreması, portakal suyu ve benzerlerini yedirip içiriyorlar. Yetişkinler de kahvaltı yerine kısaca “Amerikan Kahvesi” olarak adlandırılan kahveleri bardaklara doldurup içince sabah kendilerine gelebildiklerini söylüyorlar. Çalışanların öğle yemekleri çok kez atıştırma ile geçiyor. Sefer tası tarihe karıştı. Birçok esnaf-memur-işçi eskiden yemeğini evinden getirirdi öğle yemeği için, artık günümüzde hızlı yemek (moda ve yabancı dil meraklılarının deyimiyle “ Fast food) alışkanlığı var. Hızlı yemeklerle birlikte geğirten, ekşiten yağlar-soslar… Birçok kişi yediğine pişman oluyor… Evde yemek yapımında kullanılan malzemeler sanki çok mu sağlıklı? Yabancı madde katkılı veya hastalık unsuru olan sözde gıda maddeleri piyasaya sürülüyor. Kırmızı pul biber içine talaş ve kiremit tozu karıştırılması örneğinde olduğu gibi evde pişen yemekler için alınan malzemeler de güvensiz. Son birkaç ayda gıda terörizmine karşı yürütülen mücadele umarım başarılı ve devamlı olur. Bu kötü beslenmenin yanı sıra hareketsiz yaşamın getirdiği sindirim bozuklukları, yanlış beslenme tarzı seçimi, geçim sıkıntısı derken midesine eliyle bastırmayan, kıvranmayan, geğirmeyen kalmadı. Elbet bu durumda çare mide ilaçlarında arandı. Kimi hasta doktor reçetesi ile faydasını gördüğü ilacı eşine dostuna tavsiye ettiği için, kimi hasta kendini doktor yerine koyanların önerisi ile bu ilaçları hayatın olmazsa olmazıymış gibi alışkanlık haline getirip yıllarca kullanıyorlar. Elbet ilacın reçetesiz satılması da tuzu biberi oluyor. “On yıldan fazla kullanıyorum” diyen hastalarım var. Gereksiz ve sürekli kullanılan bu ilaçlar mide asidini azalttıkları için bazı bakterilerin aşırı üreyip barsak enfeksiyonuna, ishal- kabızlık-hazım bozukluklarına; gıdaların emilimini azaltarak vitamin eksikliklerine, mineral metabolizması dengesizliğine yol açarak kemik erimesine, kalsiyum, magnezyum, K-vitamini dengesini bozarak pıhtılaşma bozukluklarına sebep olabilirler. Hastalarımda sıklıkla demir eksikliği ve B-12 vitamini eksikliğine bağlı kansızlık görüyorum. Kimi zaman her iki kansızlığın bir arada ortaya çıktığı hastalarım da oluyor. Hastalarımı sorguladığımda bazılarında dikkati çeker şekilde bu tür asit karşıtı ilaçları yıllarca kullandıklarını anlıyorum. B-12 vitamini eksikliği olan hastalarda kansızlığın dışında limon sarısı cilt rengi, el ve ayaklarda uyuşmalar-karıncalanmalar-denge bozukluğu gibi sinir sistemi bozuklukları, kanamayı önleyen trombosit dediğimiz pulcuk hücrelerin ve bağışıklık sisteminin önemli unsurları olan akyuvarların azalması, kas güçsüzlüğü, zihinsel faaliyetlerde azalma (Alzheimer, bunama) gibi hastalıklar ve bulgular da ortaya çıkabilir. Bu tür mide ilaçlarını uzun süreli kullananlarda damar duvarı bozukluğu da olabileceği için dokuların beslenmesi bozulacağından beyinle ilgili demans-Alzheimer, inme gibi beyin damarı hastalıkları daha kolay oluşabilir. B-12 vitamini eksikliği de “Homosistein” adı verilen bir maddenin artışına yol açarak bu damar hastalıkları ile kanda kolay pıhtılaşmaya katkıda bulunur. Bu hastalar sigara da kullanıyorlarsa, tansiyon yüksekliği ve şeker hastalığı gibi eşlik eden hastalıkları varsa sağlık sorunları daha da ağırlaşır. Bu tür ilaçların yıllarca kullanılmasının yol açtığı başka olumsuz sonuçlardan biri de hastanın midesinin hasta olduğunu zannederek ülser hapları ve sancı kesici ilaçlarla baskıladığı bulguların altından mide kanseri dahil olmak üzere safra kesesi hastalıkları, karaciğer hastalıkları, kalp hastalıkları, pankreas iltihabı veya kanseri, yemek borusu hastalıkları, barsak damarlarında tıkanma veya daralma, barsak kanseri gibi önemli hastalıkların baskılanması ve gözden kaçması riskidir. Sonuç olarak bu örnekleri göz önüne aldığımızda hiç bir ilacı doktor kararı olmadıkça normal süresinden fazla kullanmamalıyız.

CEVAP :  Hareketsiz Yaşamak= Sağlıksız Yaşamak+Kısa Ömür

Zamanının çoğunu oturarak- hareketsiz geçiren insanlar bir çok sağlık sorunu yaşarlar. Bu sağlık sorunları erken damar sertliği ve buna bağlı tansiyon yükselmesi, kalp hastalığı, bunama, böbrek hastalığı, şeker hastalığı, vücutta yapısal bozukluklar ve ağrılar, vücutta ve muhtelif iç organlarda yağlanma hattâ kanser olabilir. İşiniz gereği veya salgın hastalık tehlikesi yüzünden fiziksel aktiviteden uzak durmak yani oturarak çalışmak zorundaysanız bu riski azaltmak için ne yapmalısınız?
***Telefonla konuşurken oturmayın ayakta olun, konuşurken yürüyün-gezinin.
***Masada çalışıyorsanız çalışma masanız ve koltuğunuz vücut yapınıza uygun olsun,
yüksek bir masada çalışın ve otururken ayaklarınızı hareket ettirebilme kabiliyetiniz olsun.
***Masada çalışıyorsanız ayaklarınızın altında bir merdane olsun, zaman zaman ileri geri merdaneyi ayak tabanınızın altında yuvarlayın .
***Oturarak masa başı işi yapıyorsanız veya koltukta oturmuş televizyonda film seyrediyorsanız ortalama 30-40 dakika ara ile yürüyün, hareket edin.
***On-line toplantı yapıyorsanız sık sık ayağa kalkın ve gezinin. Mümkün olduğunda yüz yüze yapılan uzun toplantılarda da bunu uygulayın.
*Çalışırken veya televizyon seyrederken bir şeyler yemeyin
***Toplu taşıma araçlarıyla seyahatte hemen oturacak yer kapmaya gayret etmeyin, ayakta durup hareket edebilecek bir pozisyonu tercih edin.
***Ara sıra odanın dışına hatta evin dışına çıkıp gezinin.
*İş yerinize – evinize – alışverişe giderken asansörü değil merdivenleri tercih edin. Merdiven çıkmak sizi zinde tutar.

21 Mart Down Sendromu Farkındalık Günü

Down sendromu kromozom anomalisinden kaynaklanan bir genetik farklılıktır. Çocuğun doğumundan itibaren ortaya çıkan entellektüel ve fiziksel gelişim sorunları ile karakterlidir. Birleşmiş Milletler 21 Mart’ı Down Sendromu Farkındalık günü olarak ilan etmiştir. İleri düzey bir tarama testi olan NIPT (NON İNVAZİF PRENATAL TARAMA) testi ile anne karnındaki bebekte Down sendromu riski tayin edilebilmektedir. Gebeliğin 10 ila 18. haftaları arasında anneden alınan kanda serbest fetal DNA incelemesi yapılarak trizomi 21(Down Sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve trizomi 13 (Patau sendromu) için risk belirlenir. Taranan hastalıklar açısından düşük risk tespit edilmesi bebeğin kesinlikle sağlıklı olduğunu göstermez. Aynı şekilde, taranan hastalıklar açısından yüksek risk tespit edilmesi de bebeğin kesinlikle hasta olduğu anlamına gelmez. Kesin tanının konulabilmesi için amniyosentez (ana rahminde bebeği saran sıvı) ya da CVS (Chorion Villus Sampling) ile kromozom incelemesi yapılması gereklidir.

Basında Şükrü YENİCE Korona Virüs Makalesi

ÖZGEÇMİŞ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1983 yılında mezun oldu. İç Hastalıkları uzmanlık eğitimini Ankara Numune Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Kliniği’nde tamamladı. Aynı klinikte İç Hastalıkları Başasistanı olarak görev aldı. Ardından Ankara Numune Hastanesi Hematoloji Bilim Dalı’nda yüksek ihtisas yaptı ve aynı bilim dalında Başasistanlık görevini üstlendi. Hacettepe Üniversitesi İmmünoloji Bilim Dalı’nda doktora programına katıldı.İç hastalıkları (dahiliye), diabet (şeker hastalığı), diabetin komplikasyonları ve yönetimi, tiroid hastalıkları, hematolojik hastalıklar (kan hastalıkları- kansızlıklar, pıhtılaşma bozuklukları, kan ve lenf sistemi kanserleri), genetik kan hastalıkları (hemofili, Akdeniz Anemisi–talasemi), arterioskleroz (damar sertliği), hematolojik kanserlerde destek tedavisi olarak tamamlayıcı tıp, immunoloji-bağışıklık sistemi ve bağ doku hastalıkları, kronik yorgunluk sendromu özel ilgi alanlarıdır. Ulusal Hemoglobinopati Konseyi’nde ve Türkiye’deki “Kalıtsal Kan Hastalıkları ile Mücadele Yönetmeliği”nin ilk kez hazırlanması çalışmalarında görev almıştır. Türk Hematoloji Derneği, Aferez Derneği ve Tromboz Derneği üyesidir. Türkiye Talasemi Federasyonu Bilim Kurulu üyeliği ve Sağlık Bakanlığı Hemoglobinopati Bilim Kurulu üyeliği yapmış olup halen bu görevlerine devam etmektedir. Aydın Hemofili Derneği kurucu yönetim kurulu üyesidir. Aydın Talasemi Dayanışma Derneği’ni kurmuştur ve başkanlığını yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babası olup iyi derecede İngilizce bilmektedir.

Tedavi Alanları​

İç Hastalıkları

Sindirim Sistemi Hastalıkları, Kalp Ve Dolaşım Sistemi Hastalıkları, Solunum Sistemi Hastalıkları , Böbrek Hastalıkları, İmmunoloji -Bağışıklık Sistemi Hastalıkları ( Alerjik Hastalıklar, Bağ Doku Hastalıkları-Romatizmal Hastalıklar, Behçet Hastalığı), Genetik Hastalıklar ( FMF-Ailevi Akdeniz Ateşi)

Şeker Hastalığı

Diyabet – İnsülin direnci

Hormon Ve Metabolizma Bozuklukları

Kilo alımı ve kilo verememe Tatlı krizleri, sık sık acıkma ,guatr, tüylenme artışı ,Yorgunluk ,Kolesterol Ve Trigliserid Yüksekliği, Gut Hastalığı, Obesite, Vitamin ve Mineral Hastalıkları

Genetik Kan Hastalıkları

Hemofili Ve Diğer Pıhtılaşma Bozuklukları , Talasemi (Akdeniz Anemisi)

Anemi

Halk arasında Kansızlık

Lenfoma

Lenfoma lenfositlerin oluşturduğu bir kanser tipidir

Multiple Miyeloma

Bir kemik iliği kanseridir. Bağışıklık sistemi hücresi olan plazma hücresinden köken alır.

Lösemi

Kan kanseri